Prof. Dr. Benan Çağlayan

Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri, tüm Dünya genelinde en sık görülen kanser türüdür ve yaklaşık yılda  2 milyon insanın akciğer kanserine yakalandığı bildirilmektedir.  Kötü yaşam koşulları, sigara kullanımındaki yaygınlık, kansere yol açan maddelere daha fazla maruz kalma nedeniyle akciğer kanseri teşhisi konulan hastaların yarıdan fazlası gelişmekte olan ülkelerden çıkmaktadır. Erkeklerde daha fazla görülen bu kanser türü en sık 55 -65 yaş aralığında ortaya çıkmaktadır. En önemli risk faktörü tütün kullanımıdır. Hastaların % 90’ından fazlası sigara tiryakisidir ve içilen sigara miktarı arttıkça kansere yakalanma olasılığı da buna paralel olarak artmaktadır. Sigaraya başlamanın önlenmesi ile akciğer kanseri sıklığı ve bu kansere bağlı ölümlerin azalacağı çok net olarak bilinmektedir. Sigara dışında Radon gazı, asbest gibi bazı kanserojen maddelere maruz kalmakta akciğer kanserine yol açabilir.

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir ?

Akciğer kanserinin öksürük, göğüs ve/veya sırt ağrısı, nefes darlığı, kan tükürme, kilo kaybı, balgam çıkarma, ses kısıklığı, yutma güçlüğü, el kollar ve yüzde şişme, şiddetli omuz ve kol ağrısı gibi çok çeşitli belirtileri olabilir. Hastalığın başlangıç dönemi genellikle sinsi seyrettiğinden belirtiler ortaya çıkıp hasta hekime başvurduğunda çoğu kez hastalık ilerlemiş ve erken teşhis dönemi kaçırılmış olur. Akciğer kanserine yakalanan hastaların büyük çoğunluğu sigara içtiklerinden öksürük, balgam çıkarma gibi belirtiler hastalar tarafından çoğu kez sigaraya bağlanır ve hekime başvurulmaz. Bu nedenle 3 haftadan uzun süren öksürük varlığında veya daha önceden var olan öksürük karakter değiştirdiğinde, mutlaka hekime başvurulmalıdır. Öksürüğün yanı sıra başka bir nedeni olmayan göğüs – sırt ağrısı, kilo kaybı, nefes darlığı, ses kısıklığı gibi belirtilerin varlığında da kontrolden geçmek gerekir.

Hastalığın tanısı nasıl konulur ?

Klinik kuşku varlığında ilk yapılması gereken akciğer grafisi ve daha sonra akciğerin tomografisinin çekilmesidir. Bu filmlerde de klinik kuşkuyu destekleyen anormalliklerin varlığında derhal göğüs hastalıkları uzmanı tarafından ileri tetkiklerin yapılmasına başlanılmalıdır. En kolay ve güvenli tanı yöntemi bronkoskopi ve gerekli vakalarda EBUS yöntemi ile doku örneğinin alınmasıdır. Bronkoskopi ile tanı konulmasının zor olduğu az sayıdaki hastada tomografi veya ultrasonografi altında biyopsi yapılması gerekebilir. Hastalığın teşhisi konulduktan sonra tedavi yönteminin belirlenmesi için hastalığın evresi saptanmalıdır.

Hastalığın evresi nasıl belirlenir ?

Akciğer kanseri tanısı konulan hastada önce beyin MR tetkiki ve PET gibi görüntüleme yöntemleri ile akciğerin dışındaki organlarda ve göğüs içerisindeki lenf bezlerinde metastaz olup olmadığının saptanmasıyla hastalığın evresi belirlenir. Akciğerden başka bir organda metastaz yoksa EBUS yapılarak göğüs içerisindeki lenf bezleri mikroskobik düzeyde araştırılır. Evreleme çalışmaları sırasında bazen metastaz kuşkusu olan doku ve organlardan biyopsi yapılması gerekebilir. Tüm bu evreleme çalışmaları hastalığın tedavisinin doğru yapılması için şarttır.

Hastalık tipleri nelerdir ve tedavi nasıl yapılır ?

Akciğer kanseri başlıca küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olmak üzere 2 alt grupta incelenir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin ise yassı hücreli (squamous), adeno Ca ve büyük hücreli akciğer kanseri alt tipleri vardır ve bu alt tiplerin net olarak belirlenebilmesi yani uygun biyopsi alınması tedavide kullanılacak ilaçların seçimi açısından büyük önem taşır.

Küçük hücreli akciğer kanserinde tedavi kemoterapi ve radyoterapidir. Seçilmiş çok sınırlı olgu dışında burada cerrahi tedavinin yeri yoktur. Son yıllarda bazı olgularda immünoterapi uygulamalarının başarılı sonuçlar verdiği bildirilmektedir.

Küçük hücreli dışı akciğer kanserinin erken evresinde ise en mükemmel tedavi şeçeneği cerrahi tedavidir. Hastalığın evresne göre cerrahi tedavi öncesi ya da sonrasında kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları da tedavi seçenekleri arasındadır. Bölgesel olarak yayılmış veya uzak metastazı olan olgularda kemoterapi ve radyoterapi tercih edilir. Bu hastalarda hastalığın genetik profiline göre akıllı ilaçlarla tedavi veya uygun vakalarda immünoterapi son yıllarda uygulanmaya başlayan, daha az yan etki ile daha çok etkinlik gösteren tedavi yöntemleridir.

Erken teşhis hastalığın seyrini etkiler mi?

Son yıllarda akciğer kanseri ile ilgili tarama çalışmalarıyla, hastalığın belirti vermeden erken dönemde teşhis edilmesinin ölüm oranlarını azalttığı ortaya konulmuştur. Bu nedenle 55 yaşın üzerinde 30 pakey.yıl* sigara içmiş bireylerde yıllık düşük dozlu tomografi taraması önerilmektedir.

 

*paket.yıl = günde içilen paket sayısı x sigara içilen yıl.

Örneğin günde yarım paket sigara içen bir birey 40 yıl sigara içmişse içilen sigara miktarı 20 paket.yıldır.